Güncel Haberler

CHP’li Gökhan Günaydın’dan Fatih Altaylı kararına tepki: ‘Gazetecilere nefes alacak bir nokta bırakmıyorsunuz’ – Son Dakika Siyaset Haberleri

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gazeteci Fatih Altaylı’nın bugünkü duruşmada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldığını ve tutukluluğunun devamına karar verildiğini hatırlattı.

Günaydın şunları söyledi:

“Bu durum ağır suç işleyenler için Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uygulanıyor. Fatih Altaylı ne tür ağır bir suç işledi? Cumhurbaşkanı hakkında yaptığı tarihi benzetme Cumhurbaşkanına gerçek bir saldırı olarak düşünüldüğünde Fatih Altaylı önce hızla gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Bu durum Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaştığının açık bir göstergesidir. Fatih Altaylı üzerinden tüm gazetecilere ve özgür basına verilen bir gözdağıdır. Siz gazetecilere nefes alacak yer bırakmayın. O da Sadece YouTube’da yayın yapan gazetecileri eleştirdi: “Bazılarını tutukluyorsunuz ama onları dışarıda cezaevinde yaşamaya zorluyorsunuz. Türkiye bu zinciri mutlaka kıracaktır. Önemli olan basının özgür olmasıdır.”

“Ölenlerin ölü kaldığı bir ülke olarak mı yolumuza devam edeceğiz?”

Türkiye’de yapay bir gündem oluşturulduğunu ancak çok önemli sorunların yaşandığını vurgulayan Günaydın, zehirlenme nedeniyle hayatını kaybeden 4 kişilik Böcek ailesiyle ilgili şunları söyledi: “Artık insanlar yedikleri yemekten zehirleniyor ya da kaldıkları otelde zehirleniyorlar. Böcek ailesinin yaşadığı son kaza bize önemli dersler vermeli ve kamu yönetiminin de sorumluluk alması gerekiyor.”

Halk sağlığına yönelik pestisitlerden Sağlık Bakanlığı’nın, fümigasyonlu pestisitlerden ise Tarım Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu belirten Günaydın, şöyle konuştu:

“Bir aile öldü. Sorumlu kim? Kaldıkları otelde fosfin gazı tespit edildi dediler. Bu fumigantlar dakikalar içinde oksijen yerine fosfin gazı salar ve bu odadaki hiçbir şey hayatta kalamaz. Yerleşim bölgelerinde bu asla yapılmamalı ama bir otelde yan odada müşteri varken, fumigasyon yapacak kadar bilgisiz kişiler tarafından cinayet işlenmiş olabilir. Bunun sorumluluğu sadece Sağlık Bakanlığı’nın değil, Sağlık Bakanlığı’nın da sorumluluğundadır. Tarım, çocuklarının uykusunu bozuyor mu? Bu anlamda bir sorumluluk hissediyor musunuz? Ölülerin kaldığı bir ülke olmaya devam mı edeceğiz?

“BUNUN ANLAMI: BELEDİYELERİ KAYBEDERSE BELEDİYELERİ KAPATIRIM”

Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Mehmet Uçum’un Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Milli Komisyonu’na ilişkin açıklamasına tepki gösteren CHP’li Günaydın, şunları söyledi:

“51 kişiden oluşan bu komisyon, Mehmet Uçum’un talimatıyla rapor mu yazacak yoksa ‘Kimsin sen? Ben işimi biliyorum’ mu diyecek? Bu kayıtsızlığa son vermek gerekiyor. Merkezi yönetim ile yerel yönetimleri tek örgüt, tek bütçe ve tek yürütme altında birleştireceğini söylüyor. Bu, 1930’lardan bu yana kurulan yerel yönetimleri ve organları halkın oyuyla seçilen bu kurumları ortadan kaldıracağı anlamına geliyor. Ülke bu zihniyetten demokrasi bekliyor, “Neredeyse bir asırdır uygulanan yerel yönetim sisteminde, ‘belediyeleri kaldırmak sizin elinizde’ diyemiyorsanız, bu ülkede demokrasi yok demektir, yani ben belediyeleri kaybedersem, o zaman merkezi hükümeti kaybedersek ne olur?

“BÜTÜN TÜRKİYE’NİN SORUNU”

Günaydın, İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in bir gazeteye verdiği röportajla ilgili şunları söyledi:

“‘Mevki, kişi, parti ayrımı yapmıyoruz’ dedi. Peki tutukladığınız arasında AKP’li belediye başkanı, belediye meclis üyesi var mı? Operasyon yaptığınız AKP’li, MHP’li belediye var mı? Kimle dalga geçiyorsunuz? Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayının belirleneceği gün olan 23 Mart’ta tutukladınız. Bu bile tek başına operasyonun siyasi yönünü ortaya koymaya yeterli delil. O da ‘ahtapot’ kavramını kullanıyor. Biliyorsunuz ilk Cumhurbaşkanı “Dünyanın neresinde” Yürütme ve yargının aynı kavramsallaştırmadan bahsettiğini gördük mü? Bu bile başlı başına bağımsız ve tarafsız olması gereken yargının nasıl bağlantılı bir yargıya dönüştüğünün en güzel kanıtıdır.”

Gürlek’in Eti Maden’de yönetici olduğu iddialarına ilişkin Günaydın, şunları söyledi: “Bakan yardımcısı olsan bile Eti Maden’de çalışamazsın. Ayrıca savcıyken Eti Maden’de çalıştığını da kanıtladık. Bakan yardımcısı ve başsavcı olduğu dönemde orada yönetim kurulu üyesi olarak çalışmış ve yurtdışındaki bir şirketten, Frankofon bir danışmanlık şirketinden veya Varlık Fonu’na bağlı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı bir şirketten maaş almışsa bu Akın Gürlek’in işi değil. Sorun Türkiye’nindir.” “Bu herkesin sorunu” dedi.

“Siyasetin elinizde patlamasını tasarlamak için çaba göstereceğiz”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İBB duruşmalarının TRT’de yayınlanması talebini hatırlatan Günaydın, “Evet diyerek sunduğumuz tasarıyı uygulamayın. Neyden korkuyorsunuz? Vatandaş izlesin, tüm iftiracılarınız gelsin, iftira atsın ama arkadaşlarımız da çıkıp kendilerini savunsun.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni verilmesi kararına ilişkin Günaydın, şunları söyledi:

“Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni verdiler, neden çorba dağıttınız, konser verdiniz diye. Biz kimse soruşturulamaz, dava edilemez demiyoruz. Bütün belediyelerin ve Kültür Bakanlığı’nın yaptığı konserlerin mali maliyetlerini ortaya çıkarın, Mansur Yavaş’ınki aralarında olumsuz bir ayrım yaparsa kamuoyunu memnun edersiniz. Bizim dönemimizde yapılan her türlü ahlaksızlıklar gizlidir ama CHP’li belediyeler belediyeyi kazandıktan sonra kuyu kazmak gibi her yaptıklarını ararız. İğneyi buluyoruz, bulamasak da araştırıyoruz.” “Eğer izinleri ve tasarım politikasını açacağımızı söylerseniz, o politikayı tasarlama çabalarınızı yok ederiz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu